1–24 / 53 sonuç gösteriliyor
Kayı boyunun hikâyesi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in eşsiz üslubuyla devam ediyor. Şimşirgil, KAYI IX: Sonun Başlangıcı kitabıyla okuru Osmanlı İmparatorluğu’nun bıçak sırtında geçirdiği yıllara doğru yolculuğa çıkarıyor. Sultan II. Mahmud’un merkezî otoriteyi yeniden tesis etme çabalarını, Sultan Abdülmecid’in ıslahatlarla imparatorluğu ihya etme gayretlerini, Sultan Abdülaziz’le yeniden şahlanan millî duruşu ve Sultan V. Murad dönemindeki gerçekleri okuyucuya ulaştırıyor.
Kanunnâme-i Âl-i Osman, muhtevasıyla ve üslubuyla Osmanlı teşkilat tarihinin eşsiz bir kaynağıdır. Günümüzde hâlâ tartışılmakta olan “Nizâm-ı Âlem İçin Kardeş Katli Meselesi” ile ilgili Kanunnâme maddesi, bu maddenin dayanağı ve Osmanlı hanedanındaki ölümlerin ne sebeple gerçekleştiği, Prof. Dr. Abdülkadir Özcan’ın emek mahsulü araştırmalarıyla açıklığa kavuşturulmaktadır. Küçük bazı değişikliklerle yüzyıllarca yürürlükte kalması ise eserin önemini ve kaynak değerini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Göçerek, konarak, savaşarak uçsuz bucaksız bir coğrafyaya yayıldılar. Devletler kurdular, farklı isimlerle anıldılar. Tarihe ihtişamlı bir imparatorluk, görkemli bir miras bıraktılar… Selçuklular… Öteki Gündem programıyla reytingleri alt üst eden Cansu Canan Özgen, Selçuklu tarihi hakkında en çok merak edilen soruları soruyor; tarihi günümüze taşıyan üslubuyla takdir edilen Talha Uğurluel, çok kıymetli görseller eşliğinde ustalıklı cevaplar veriyor.
Osmanlı padişahlarından belki de en çok tartışılanıdır Sultan II. Abdülhamid. Kimileri “Kızıl Sultan” diyor, kimileri “Ulu Hakan”… Siyasi hayatı ve tercihleri sürekli tartışılıyor. Ve bu tartışmalar, daha ziyade sancılı saltanat yıllarındaki siyasi olaylar, anlaşmalar, yürütülen “denge politikası” üzerinden yapılıyor.
Prof. Dr. Cemil Koçak bugün hâlâ süren demokrasi sorunlarını anlayabilmek için bu defa merceğini 1945-60 yılları arasına tutuyor. O dönemin siyasi tartışmaları ve ‘kutuplaşmaları’ bilinmeden, bugünün anlaşılamayacağını ileri sürüyor. ’50 seçimi üzerine yapılan değerlendirmeleri gözden geçirerek; CHP’nin ve DP’nin aldığı seçmen desteğinin çok kez ezberlenmiş ‘doğrular’dan farklı olduğunu somut olgular ve rakamlarla gösteriyor.
İstihbarat, korsanlık, kölelik, ihtida, Osmanlı-Avrupa ilişkileri ve serhad çalışmaları gibi alanlarda araştırmalar yapan Doç. Dr. Emrah Safa Gürkan’ın bu eseri, yıllar süren arşiv çalışmasıyla bir araya getirilmiş tarihi örnekler eşliğinde istihbarat dünyasının gizemli sayfalarını aralıyor. Böylece, hem Osmanlı hem de istihbarat tarihi alanında çok önemli bir boşluğu dolduruyor.
“Trabzon Mebusu” olarak bilinen Ali Şükrü Bey, 39 yıllık hayatına pek çok meslek sığdırmıştır. Osmanlı Donanması’nda subay olarak görev almış; dergi çıkarmış ve yazarlık yapmıştır. Millî Mücâdele döneminde ise, işgale karşı önemli faaliyetlerde bulunmuştur. Ankara’da toplanan Birinci TBMM’ye Trabzon Mebûsu olarak katılmış; oturumlardaki siyasî fikirleriyle dikkatleri çekmiş ve meclisteki İkinci Grub’un önemli isimlerinden biri olmuştur. 1923’te TBMM’deki Lozan görüşmelerinin yapıldığı sırada bir cinayete kurban gitmiştir. Ali Şükrü Bey’in öldürülmesi çok konuşulsa ve yazılıp çizilse de tarihçiler arasında hâlen tartışmalı bir konu olarak devam etmektedir. Onun faaliyetleri ve ölümü üzerine birçok soru cevaplandırılmayı beklemektedir.
Bir Çerkez beyinin kızı… Saraya alınmış… Devrin en kudretli hükümdarlarından biriyle evlenmiş… Zevci tahttan indirilmiş… Güzelliği ve zekâsı yanında, cesareti ile de tanınmış… Bu yolda başına çok işler gelmiş… Evlat acısı yaşamış… Yokluk çekmiş… İftiralara uğramış… Nihayet 40 sene vatanından ayrı bırakılmış…
Elinizdeki kitap, Behice İkbal Efendi’nin bir film senaryosunu andıran hayatını anlatıyor.
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, bugüne kadar oluşturulmuş Timur imajını yeniden inşa ediyor. Emir Timur hakkında merak edilen/şimdiye kadar söylenmemiş her şeyi bu kitapta bulacaksınız.
Yıllardır birçok tarihçi yetiştiren, yaptığı televizyon programlarıyla ve yazdığı kitaplarla tarihi yediden yetmişe herkese sevdiren Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in kaleminden yepyeni bir seri: OTAĞ!
Son asırda hem zâhirî din bilgilerini, hem tasavvufu bir arada öğreten ender şahsiyetlerden…
Hem kendi kurup masrafını karşıladığı medresesinde talebe yetiştiren; hem de dergâhında ilahî marifeti gönüllere nakşeden son mürşidlerden…
Yeni devirde, medrese ve tekkeler kapatıldıktan sonra bile vaaz ve irşaddan geri durmayarak, doğru dinin öğrenilmesinde ve yaşanmasında hassasiyet göstermiş bir müceddid…
Bu yolda hayatını hep sıkıntılarla geçirmiş ve bu şekilde âhirete göçmüş büyük bir mücâhid…
Elinizdeki kitapta, son asrın mümtaz âlimlerinden Seyyid Abdülhakîm Arvâsî’nin hayatı, âdetleri, sözleri, kendi kaleminden, vesikalardan ve sevenlerinin dilinden anlatılıyor…
Bu büyük İslâm âliminin şahsında, o devrin ilim hayatına, tekke kültürüne ışık tutuluyor…
Kitapları, televizyon programları ve geileriyle binlerce insanı keyifli bir tarih yolculuğuna çıkaran Talha Uğurluel anlatıyor.
Arzın Kapısı Kudüs ilk defa kullanılan fotoğraflar ve şehir haritasıyla sizi şehrin damarlarında gezdiriyor, tam bir görsel şölen sunuyor.
Kudüs… Dünyada hiçbir şehir dinler tarihi açısından Kudüs’le yarışamaz. Üç semavi dinin de bu beldeyi aziz tuttuğunu, onun için mücadele ettiğini biliyoruz.
Ya bilmediklerimiz… Anlatılmayanlar… Görülmeyenler…
Son zamanların en çok okunan Osmanlı Tarihi serisi “Kayı”, KAYI VIII: Islahat, Darbe ve Devlet adlı eserle kaldığı yerden devam ediyor. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil bu çalışmasında; Osmanlı padişahlarından III. Osman Han’ın tahta cülusuyla başlayıp sırasıyla III. Mustafa Han, I. Abdülhamid Han, III. Selim Han ve IV. Mustafa Han dönemlerini anlatıyor.
Tarihe ve özellikle de “resmî tarih” kurgusuna ezber bozan yaklaşımı ve akademik çalışmalarıyla tanınan tarihçi Cemil Koçak, gizli kalan yakın tarihi gün ışığına çıkarmak amacıyla yazdığı Tek Parti/Cumhuriyet ve Şefler isimli kitabında bir araya getiriyor.
15 Temmuz darbesi, Türkiye’de darbeler târihini hatırlamamıza bir kez daha vesile oldu. Ülkemizde ordu-politika ilişkisinin ayrıntılı bir şekilde bilinmesi gerektiğini de ortaya çıkardı. Sanılanın aksine; ordunun politikaya müdahalesi, 27 Mayıs 1960 darbesiyle başlamadı. Aksine, Türkiye’de ilk cunta 1946 yılında kuruldu. Bu şu anlama geliyor: 15 Temmuz darbesinin yetmiş yıllık bir geleneği var bu ülkede… Ve bu gelenek yeterince bilinmezse; 15 Temmuz’un analizini yapmak da o denli güçleşir.
Ne Karabekir’in, ne de diğer paşaların hâtıratları, ‘resmî târih’in değiştirilmesi için yeterli görülmüştü. Söylenebilecek tek şey; onların anılarının ‘resmî târih’te önemli bir gedik açtığıdır. Belki de onlar, bu gediği daha o zamandan görmüşlerdi ve tartışmayı târihe ve geleceğe bırakmışlardı. Gelecekte târihi yazacak olanlara!
– Cemil Koçak–
Osmanlı siyasi ve kültür tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci’nin yeni kitabı Osmanlı’ya Kalan Miras…
Eğer bilerek ve hissederek Edirne’yi adımlayabilirsek, Edirne’de döktürdüğü topları İstanbul önlerine taşımakta olan Fatih’in askerlerinin seslerini duyabilir, konaklarda Osmanlı hanımlarının muhteşem ahlaki seciyelerini gören Lady Montagu’nun ülkesine yazdığı mektuplarda, “Orada cennetten bir zaman dilimi yaşadım” sözlerini işitebilir ve Yeni Saray’ın yıkıntıları arasında Osmanlı’nın son dönemlerini yaşayabilirsiniz…
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in Bir Müstakil Dünya Topkapı Sarayı adlı eseriyle birlikte sarayın serüveninde Osmanlı Devleti’nin yetmiş iki milleti idare eden vakar ve ağırbaşlılığını tanıyacak, dünyanın dört bir yanındaki eyaletlerinin idarecilerini yetiştiren Enderun mektebindeki eğitim sırlarını keşfedecek, yazının insanı mest eden çizgilerini görecek, mekânlarındaki erişilmez sanat gücüne şahit olacak, sonsuzluğa doğru açılma hissi veren kapılarının haşmetini seyredecek, yüzlerce insanın barındığı Harem kısmındaki derin ve anlamlı sükûtu bulacak ve insana yaşama zevki veren doyumsuz güzelliği bir bir tadacaksınız.
Öteki Gündem programıyla reytingleri alt üst eden Cansu Canan Özgen Osmanlı tarihi hakkında en çok merak edilen soruları soruyor, yediden yetmişe herkese ulaşan ve tarihi günümüze taşıyan üslubuyla göz dolduran Talha Uğurluel, bu sorulara konuyla alakalı hiçbir yerde bulunmayan görseller eşliğinde cevap veriyor.
Osmanlı tarihini herkese sevdiren Talha Uğurluel, Kanuni Sultan Süleyman ve Osmanlı İmparatorluğu’nun en debdebeli dönemini anlatmaya, Dünyaya Hükmeden Sultan Kanuni’nin ardından, Kanuni’nin Akıl Oyunları kitabıyla devam ediyor. Yine can alıcı konular, yine bilinmeyen birçok ayrıntı, yine yazarın çektiği yüzlerce fotoğraf ve muhteşem bir görsel sunum…
Kanuni Sultan Süleyman, sınırları üç kıtaya yayılmış Osmanlı İmparatorluğu’nu sadrazamı, Sokullu Mehmet Paşa; kapudan-ı deryası, Barbaros; mimarı, Mimar Sinan; şeyhülislamı, Ebussuud Efendi; şairi, Bâki olan muhteşem kadrosuyla, yıllarca adaletle yönetti. Kimdi bu cihan sultanı? Nerede, nasıl ve kimler tarafından yetiştirilmişti? Bu yetişme sürecinde nerelerde kalmış ve hangi vazifeleri yerine getirmişti? Buralarda hayatının ilerleyen safhalarını etkileyen ne gibi gelişmeler olmuştu? Saltanat yıllarında hangi seferlere çıkmış, siyasi olarak nasıl bir mücadele sergilemişti?
Tarihi günümüze taşıyan üslubuyla herkese sevdiren Talha Uğurluel, Osmanlı’nın Kalbini Bekleyenler kitabıyla Osmanlı’yı Osmanlı yapan kişileri, asırları aşan hayat hikâyeleriyle anlatıyor.
There are no products |